Perşembe, Ocak 24, 2013

Çamlıca'da Bir Kebap Ağası




   Geçen gün güneşi fırsat bilip Çamlıcaya kahvaltıya gittik. İsmine bakmayın kahvaltısı bir şahane. Yerin adı 'Kebap Ağası' Kalabalık bir grup olarak gittiğimiz için boğazıma sahip olmaya çalıştım ama nafile:) Domates soslu sosisten, çeşit çeşit peynirlere kadar her şey masaya geldi. 


   Kahvaltı bana göre en iyi öğün. Üstelik her saat hazırlayıp yiyebiliyorsunuz. Gece acıkınca bile kendime kahvaltılık hazırladığımı bilirim ben. Gerçi bu acıkmalar sık olunca bir ara sadece kahvaltılık alışverişi yapmaya başladım. Marketteki çalışan bayanın dikkatini çekmiş olacak ki 'Siz sadece kahvaltı yaptığınız için mi bu kadar incesiniz?' diye bir soru yöneltti. 'Dağları yiyorum nerdeyse' dediğimde gözleri faltaşı gibi açıldı. Haklı kızcağız yediklerim sanırım sadece saçlarıma gidiyor. Henüz keşfedemedim nedenini.


   Neyse Kebap Ağasına gittik. Masamıza oturduk. Tabii masa önceden hazırlanmış bir şekilde bizi bekliyordu. Ben önce çıkıp biraz fotoğraf çekmek istedim çünkü bütün İstanbul ayaklarımızın altındaydı. Baharda ya da yazın gidilirse muhteşem bir gün geçirilebilir.


   Sahibi Adanalıymış. Bir süre İngiltere'de yaşamış. 16 yıl kadar. Orada restorancılık yapmış ve kesin dönüş yaptığında burayı açmış. Üst katında kendi yaşıyor. Alt katını restoran haline getirmiş.

   Boğaz manzaralı yerlerden çok daha güzeldi manzarası fakat birkaç yüksek binanın güzelim manzarayı nasıl bozduğunu gördüğümde yasaklanmalı diye düşündüm. Bu kadar yüksek binalar yapılmamalı. Üstelik iş merkezi de değil. Ev. Gerçi o evin en üst katında oturmak da keyiflidir ya neyse.


   Koyunlarını arka tarafta besliyor ve kendi kesiyormuş. 'O zaman etin nasıl olduğunu ve nasıl beslendiğini bildiğim için içim rahat ediyor' diyor. 

   Bilmeyenlerin bulması biraz zor. Üstelik hemen yol kenarında da değil. Hafif yokuş çıkmak gerekiyor. Buna rağmen konuklarının hep bol olduğunu söyledi. Ne güzel dedim. Eferim!


   Fiyatlar gayet makul arkadaşlar. Çay sınırsız. Her yer tertemiz. E manzara da şahane. Daha ne olsun! Bir misafir daha ne ister? Hem çocuklarınızla gidebilirsiniz çocuk menüsü de mevcut. Arka bahçede bir de benim çocukluğumdan kalma eski bir salıncak var. Hani sokaklarda dolaşırdı amcalar. Gördüğüm an anneme seslenirdim 'anneeee anneee salıncakçı geldi paraaa' diye. Verir parasını binerdik. Eliyle çevirir döndürürdü. Ondan vardı. Bineyim dedim, utandım:) 


   Benim gözüm kebabında. Bir daha ki sefere gidip kebap yemeyi düşünüyorum. Adanalı ya güzel yapıyordur eminim. Ben şahsen 'Ağam neler yapmışsın' diye diye yedim hepsini..



   Gidin, görün, yiyin, beni de anmayı unutmayın:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder